20 Şubat 2010 Cumartesi

...

Duyduğun
Sevda sözleri değil
Çığlığımdır
Eyy! Zalim...
Kapattın ya kapıları üzerime
Şimdi
Yapayalnız ölmekteyim
...

15 Şubat 2010 Pazartesi

Geçmiş ( mi?)

Duydum ki aynı şehirdeymişiz onca yıl sonra... İçimi bir burukluk sardı. Değişmiş dediler senin için, merak ettim ama bir o kadar da korktum.
Ne sevmiştim seni halbuki; sen başkasını delilercesine severken, bana onu anlatırken, ona şarkılar söylerken hep sevmiştim seni. Ben haykırmadım ama duyuldu aşkım. Senden hariç dillere düştüm. Rezil olmaksa AŞK! rezilin alâsını oldum (aleme). Sonra! Ne olduysa oldu işte. Sen gittin, ben burda kaldım; sen değiştin, ben hep aynı kaldım; sen geldin, ben...
Şimdi tedirgin yürüyorum sokakta, belki karşılaşırız diye. Tanır mıyız birbirimizi ?
Merak ediyorum bu sokaktan geçtin mi benden önce ve ben ayak izine mi basıyorum?

14 Şubat 2010 Pazar

İnsan

Aslında yalnız olduğunu bilen ve bir başkasını aramakla ömrünü tüketen bir varlıktır insan!


Alıntıdır

1 Şubat 2010 Pazartesi

Yorgun

Çok yorgun hissediyorum kendimi
Ayağa kalkamayacak kadar
Nefes alamayacak kadar
Bezginim bugün...
Ne yapacağımı
Beni neyin beklediğini bilmeden
Çarpa çarpa yaşıyorum hayatı

M.A.Siyah


Dün

Öylesine
Vuruyor yüreğim
Kendini bilmeden kafesin içerisinde
Açılıyor gözlerim
Çoktan ağarmış
Geç kalınmış bir güne
Yine
Kabul olmadı dualarım diye
İçim buruk
Herşeye rağmen devam ediyorum
Bıraktığım yerden
Dün' e

M.A.Siyah

Duvar

Bakma duvarlara boş boş
Ardında hiçbir şey yok onların
Yunma gözlerini
Soluduğun bu dünyadan
Kaçmak istesende
Kurtulamaz
Kopamazsın

M.A.Siyah

Kalp

Kalp' ti adı önceden
Ya şimdi...
Bölündü bin parçaya
Bir araya gelebilir mi?
Eski şeklini alabilir mi?
Olsa bile yeniden
Yaşama dönük vuruşlar yapabilir mi?

M.A.Siyah

Ki

Taşsa kalbinin dış hatları
Korkmaya başla kendinden
Ki
Ne yaparsa insan yapar kendine
Yalnızken
Karanlıksa gecelerin
Kork o zaman bütün olamayanlardan
Ki
Ne yaparsa onlar yapar
Gecenin karanlığında...

Vereceğim Kendimi
Gecenin kör karanlığına
Belki bir kurşun
Belki bir bıçak kesecek soluğumu
Belki uçacağım boşluğun kucağında
Belki de bir mezar taşı gibi
Saplanayacağım toprağa

M.A.Siyah

Ömür

Zaman değil
Ömürdür geçen her saniye
Bir bakmışsın
Çok şey ardında kalmış
Sen olduğun yerde yaşlanmış
Kuş olup uçmuş, güzelliğin, gençliğin
Elinde avuncunda hayallerin kalmış
Parçalanmış, dökülmüş
Her yana saçılmış
Toplamaya zaman yok
Ömrün artık son demini almış
M.A.Siyah

İnsan Olmak

Belki insan olmanın zor olduğu bir dönemde yaşıyorum
Belki hayatta kalmanın zor olduğu
Belki de hayat hep zordu
Belki insan olmakta

Kadraj

Çevir bakalım, dünyanın neresine bakacaksın
Döndür kadrajı istediğin yere
Batıya, doğuya ya da güneye, kuzeye
Nereye istersen oraya ayarla kadrajını
Bakalım neler var dünyaın içinde
Kırmızının şiddeti
Siyahın korkusu
Ya da
Yeşilin rahatlığında
Aldatıcı mavinin hakimi mi olacak
Belki de
Kahverenginin açlıktan ölen bedenleri
Ne dersin?
Koy kadrajı ortaya
Bak ve göster!

M.A.Siyah